SEMPOZYUMA DAVET

Sempozyuma Davet

Üçüncüsünü düzenlediğimiz Melayê Cizîrî Sempozyumun bu yılki ana teması Melayê Cizirî’nin Bilgi Anlayışı’dır. Melayê Cizîrî’yi tanımanın yolu, onun elimizde birçok baskısı yapılmış olan meşhur Divan isimli eserinin birçok farklı ilmi disiplin ile incelenmesidir. Yapılacak araştırma ile Melayê Cizîrî’nin farklı konular hakkındaki görüşleri tespit edilecek ve böylece onun nasıl bir bilgi anlayışına ve ilmi tasavvura sahip olduğu ortaya konulmuş olunacaktır.

İslam Dininin manevî boyutunu temsil eden tasavvufî düşünce yüzyıllar boyunca kendini daha çok şiir tarzında ifade etmiştir. Melayê Cizîrî, tasavvufî düşüncenin Kürd dilindeki temsilcilerinden birisidir. Pekâlâ İslam Coğrafyasının dört bir yanında tasavvufî düşüncenin temsilcisini bulmak mümkündür. Söz konusu alimler uzak coğrafyalarda yaşamalarına rağmen dile getirilen düşünce hep aynı zâta mâtûf olmuştur. Melayê Cizîrî, Müslümanlar olarak bu ortak hedef ve amaçlar hakkında şunları söyler

Me ji bil husn û cemalê çi xered/ Bê cemalê ji peyalê çi xered

Ger ne teşbîhê du birhên te bitin/ Me di ‘îdan bi hilalê çi xered

Bizim hüsün ve cemâlden kastımız yüzünün güzelliği, cemâlin olmadan bizim şaraptan kastımız ne olabilir ki?

Senin iki kaşından teşbîh değilse bizim bayramlarda hilâli aramaktan kastımız ne olabilir ki?

 Mela’nın bu beytinden de anlaşılacağı üzere, Müslümanların ibadet ederken kasd ettikleri, aradıkları Cenâb-ı Hak Teâlâ’dır. Mela şayet Ramazan Orucu için hilâli aramaya koyulduysak maksadımız senin cemâlini görmektir, der. Bizim bundan başka bir maksadımız yoktur. Biz hep seni düşünür, seni zikreder, seni ararız, der.

Melayê Cizîrî de pek çok İslâm âlim ve ârifi gibi hep tevhîdin zirvelerine varmak istedi, bu zirveye varmak için sürekli Hz. Peygamber’i kendisine mürşid edindi. Bundan dolayı kaleme aldığı Dîvân’ın hep iki ana konusu oldu: Tevhîd ve Hz. Peygamber Aşkı. Melâyê Cizîrî, Allah ve Hz. Peygamber aşığı bir şairdir. İlgili görüşlerini ismê te ye mektûbi di dîwanê qidem da” “kadim olan divanda yazılı olan senin adındır” isimli şiirinde görmek mümkündür. Melâ’ya göre Allah ilk önce muamma dediğimiz ve hiç kimsenin künhünü anlayamadığı, bilemediği bir bilinmezlik halindeydi. Daha sonra Allah, kâinatı yaratıp ona tüm sıfatlarıyla tecelli etti. Bu tecelli neticesinde Allah’ın sıfatları, kâinatta farklı suretlerde zuhur buldu. Allah’ın sıfatlarını kâinata yansıtma hususunda Hz. Muhammed’in nuru, birer ayna görevini görmüştür. Dolayısıyla Allah’ın sıfatlarının sırrı, nur-i Muhammedî’de gizlidir:

 “Nârê ji nûra Ahmedî sirra sifatê sermedî/ D’ayineya zatê xwe dî keşfa kemalatê xwe da(Ahmedî nurdan doğan nur, sermedi sıfatların sırrıdır. Kemalinin zuhurudur akseden zatının aynasında).

Melâyê Cizîrî^ye göre Allah’ın sıfatlarının en muhteşem tezahürü, Hz. Muhammed’in nuru, nübüvveti ile gerçekleşmiştir: “Mîm metle’ê şemsa ehed ayinesîfet kir/ Lami’ ji ‘Ereb berqê li fexxarê ‘Ecem da” (Ehadiyet güneşine ayine kıldı Muhammed adını/ Acemde göründü Arap diyarında parlayan nurun tecellisini).

Melâyê Cizîrî, İbn Arabi ve Sühreverdi gibi önemli tasavvuf alimlerin izinden gitmiş ve marifet/irfan görüşüne sahiptir. Ona göre varlığın yaratılış sevgi, merhamet ve aşk temeli üzerinedir. Kendisini, ilahi aşk alanında adete uzman bir olarak görmüş ve bununla beraber şeri ilimlerden, Kuran ve Hz. Peygamber’in Sünnetinden de haberdar olduğunu belirtmiştir: 'Aşiqê mes'elexwahî were em muftiyê 'işq în/ Destekî sunnet e tê da di yekî nessê kîtab e (Ey âşık! Sorun varsa gel de bize sor, biziz aşkın müftüsüyüz, Bir elimizde Sünnet diğerinde Kitap var çünkü).

Melâyê Cizîrî’ye göre en değerli ilim marifet-manevi tecrübe ile elde edilen ilimdir. Araştırma ve akli çıkarım sonucu elde edilen ilimler hep nakıstır:

Heyret û ‘icz e serencami di babê nezerê/ Key bi Xaliq nezera qasirê mexlûqê resed

 (Şaşkınlık ve çaresizliktir düşüncenin son sınırı, Nasıl anlasın kısır fehmiyle mahluk Halik’ini).

Guftûgo çend e Mela me‘rîfetê peyda ke/ Gewhera me‘rîfetê nagehitê kes bi xired

Dil döküp durma Mela marifet vadisinde kal u kil ile. Çünkü marifet cevherine ulaşmamıştır kimse akıl ile.

Melayê Cizîrî 'nin Bilgi Anlayışını Yansıtan Bazı Beyitler:
 

Derê meyxaneya 'işqê seher 'arif ziyaret kir/Bi abê çeşm û xûnê dil wudû best û teharet kir

Ârif seher vakti aşk meyhanesinin kapısını ziyaret etti, Gözyaşları ile abdest aldı ve gönlünden akan kan ile temizlendi.
 

Eşkal û xetên daireyê nuqteyê ‘ilm in/Ev neqş û misâlên di xeyalatê ‘edem da

Yokluk hayallerindeki bu nakış ve tasvirler, İlahi ilim noktasının dairesinden neşet eden şekil ve çizgilerdir

 Mela her wî bibîn her wî ku tu her wî dinasî tu/ Huwe’l-mewcûd huwe’l-meşhûdu bel la xayre fi’d-dareyn

Ey Mela! Her dem onu gör, her dem onu an, her dem onu tanı, Odur Mevcud, odur Meşhud, dareynde yok ondan gayrısı
Ji sirra la mekan wacib tenezzul kir di imkanê/ Fe eyne’l-‘ilmu eyne’l-‘eyn eyne’l-eynu iz la eyn

Lamekân sırrından imkân âlemine tecelli etti Vacibü’l-Vücud/ Nerde ilim, nerde zat, nerde mekân, “nerde” diye bir şey yok

 Afitaba ehediyyet di xwe da girtiye kewn/ Ne ku ‘ewrek heye lê girtiye çehvên me remed

Birlik güneşidir zatında kuşatan tüm evreni/ Engel bulut değildir görmeye, gözdeki hastalıktır nedeni

 Heyret û ‘icz e serencami di babê nezerê/ Key bi Xaliq nezera qasirê mexlûqê resed

Şaşkınlık ve çaresizliktir düşüncenin son sınırı, Nasıl anlasın kısır fehmiyle mahluk Halik’ini
 

Guftûgo çend e Mela me‘rîfetê peyda ke/ Gewhera me‘rîfetê nagehitê kes bi xired

Dil döküp durma Mela marifet vadisinde kal u kil ile, Çünkü marifet cevherine ulaşmamıştır kimse akıl ile
'Aşiqê mes'elexwahî were em muftiyê 'işq în/ Destekî sunnet e tê da di yekî nessê kîtab e

Ey âşık! Sorun varsa gel de bize sor, biziz aşkın müftüsüyüz, Bir elimizde Sünnet diğerinde Kitap var çünkü

DUYURULAR

Tüm Duyurular

DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

Şırnak Üniversitesi
Şırnak Üniversitesi
Şırnak Üniversitesi

E-posta Adresi

sirnakunivcongresses@sirnak.edu.tr

İletişim

Dr. Öğr. Üyesi Kayhan BAYRAM : 0544 946 1453

Sempozyumun Yeri

Cizre Belediyesi Konferans Salonu - Cizre / ŞIRNAK